Bu makalede dev donanım üreticileri ASRock ile Asus arasındaki ilişkiyi ele alacağız. ASRock’ın oldukça şaşırtıcı bir geçmişi var, yazıyı okuduktan sonra ortamda satabileceğiniz bilgiler edineceksiniz. Kahvenizi kapıp gelin, siz kahvenizi kapmaya gitmişken ben de bir şarkı molası vereceğim.
ASRock’ın Kuruluşu ve İlk Ürünü
ASRock, Asus tarafından 10 Mayıs 2002 yılında Tayvan’da kuruldu. Aslında bu kuruluşun altında bir strateji yatıyordu, stratejimiz giriş seviyesi anakart üreten küçük çaplı markalara güçlü bir rakip çıkartmaktı. Konuyu biraz daha açmak gerekirse Asus o zamanlarda sektörde tam anlamıyla liderdi, üst seviye kartlar üretiyor ve giriş seviyesi anakart arayan müşterilerin isteklerini karşılamak için daha farklı bir yöntemler arıyordu. Gittikçe genişleyen ve fazlaca küçük marka barındıran giriş seviyesi anakart piyasasına el atmak isteyen Asus, buna çözüm bulmak için 10 Mayıs 2002 tarihinde ASRock’ı kurup hem giriş seviyesi anakart arayan müşterilere çözüm bulmak hem de giriş seviyesi anakart üreten küçük markalara rakip çıkartmak istedi. Böylece ASRock, Asus’un bir parçası oldu. Asus’un, ASRock’a en iyi takımından birkaç mühendis göndermesiyle beraber çalışmak için kolları sıvayan şirket aynı yıl içerisinde K7VT2 modelini piyasaya sürdü.

K7VT2 modeliyle piyasaya giriş yapan ASRock zamanına göre dünya çapında en fazla satan anakart olmayı başardı. Bu başarı ASRock’ı ve hissedarlarını memnun etti, böylece çalışmalar yoğunlaştırıldı.
ASRock 3 Yılda Rakip Bırakmadı
2005 yılının başlarına kadar temel olarak 6 farklı anakart üretmeyi başaran ASRock tüm rakiplerini eleyip kendi çapında lider konuma gelmişti. Aslında bu başarının sırlarını tahmin etmek güç değil, bunlardan bir tanesi Asus’un gönderdiği mühendislerdi çünkü tıpkı bugün de olduğu gibi o zamanlarda da anakart piyasasında bulunan en iyi mühendisler Asus’ta görev yapıyordu. Diğer sır ise şirketin en başta Japon pazarına odaklanmasıydı, buradaki kilit nokta Japon pazarının oldukça seçici olmasıdır. Japon pazarından elde edilen geri dönüşler şirketin gelecekte nasıl bir yol çizmesi gerektiği hakkında büyük ipuçları verdi, bu yolları kullanan ASRock üst seviye anakart üretmenin kapılarını araladı.

Üst Seviye Anakartlara Geçiş
Hissedarlar ASRock’ın başarısından tatmin olmuşlardı, giriş seviyesi kartlarla çeşme gibi para akıtan şirket eğer üst seviye kartlara yönelirse çeşme daha da açılacaktı. Sebebi bu olacak ki hissedarlar ASRock’ın giriş seviyesi anakartlar ile kısıtlı kalmaması gerektiği konusunda baskı yapmaya başladılar. Böylece başarılı bir şekilde halka açılmış olan ASRock gerçek bir marka olmak için çalışmalara koyuldu ve kuruluş amacından saparak üst seviye anakartlar üretmeye karar verdi.

Şirket 2007 yılında TWSE’ye(Tayvan Menkul Kıymetler Borsası) giriş yaptı, aynı yıl ilk kez üst seviye anakart modelini(4CoreDual-SATA2) üretti. Ne kadar çabalasalar da üst ligde beklenen başarıyı yakalayamadılar. Yapılan hatalar iyi değerlendirilmiş olmalı ki ikinci aşamada strateji değişikliğine gidip 2010 yılında FATAL1TY serisini hazırlayan şirket tekrardan sıçrayışa geçti.
FATAL1TY Serisine Gelmeden Önce
Asus, 2007 – 2008 yıllarında kendi ürünlerine odaklanmaya karar verip bir takım değişikliklere gitti. Bu değişikliklerin bizi ilgilendiren kısmı ise OEM işlerinin Pegatron çatısı altında yürütülmesi kararıydı, böylece Asus-Pegatron-Unihan üçlüsü Asus-Pegatron oldu. Aslında bu üçlüye ASRock’ın da dahil olması gerekiyordu ancak Asus-Pegatron grup yöneticileri ortak karar vererek ASRock’ı aralarından attılar.

ASRock’ın gruptan atılmasındaki sebep oldukça basit; ASRock üst seviye anakartlar üreterek Asus ile rekabet edebilecek seviyeye gelmişti, başlarda zarar yerine fayda sağlayan şirket artık kendisine rakip olmuştu ASRock’a destek vermek doğru bir karar olmayacaktı. ASRock’a verilen Asus desteği kesildi ve şirketin tüm hisseleri Asus’tan Pegatron’a aktarıldı, böylece ASRock artık Asus’un değil Pegatron’un markası oldu. Bu süreçte Asus’ta bulunan birçok mühendisin ASRock’a geçtiği hakkında söylentiler yayıldı, bu söylentiler ASRock tarafından doğrulanmadığı gibi yalanlanmadı da. Doğru olma ihtimali daha baskın çünkü ASRock’ın kemik kadrosu tamamen Asus mühendislerinden oluşuyordu. Mühendis kökenli bir CEO’nun, kendi bünyesinde çalışan mühendislerini memnun etmesi pek zor olmayacaktı.
FATAL1TY İle Gelen Başarı
Yeni stratejisi olan FATAL1Y serisini piyasaya süren ASRock inanılmaz bir başarı elde etti ve dünya çapında ilk 3’e girmeyi başardı. Aynı zamanda şirketin bazı ülkelerde 1. olduğu da raporlandı.

Profesyonel kitleyi hedefleyen bu kart ASRock’ın üst lige tutunmasını sağlayarak şirketin Avrupa pazarında da rol almasını sağladı, daha farklı pazarlardan gelen kullanıcı geri dönüşlerini değerlendiren ASRock günümüzde de başarısını sürdürmeye devam ediyor.
Günümüzde ASRock

Günümüzde üst seviye kartlar üretmeye devam eden ASRock 2020 yılında anakart üreticileri arasında dünya çapında resmi olarak 4. sırada yer alıyordu, güncel verilere göre üst sıralara geçmiş olması muhtemel çünkü Tom’s Hardware gibi büyük teknoloji platformlarının yaptığı listelerde Intel tarafında Asus’tan sonra en fazla tercih edilen marka olma unvanına sahip. Ayrıca bazı teknoloji editörlerinin yaptığı listelerde AMD tarafında listelerin en tepesinde yer alıyor. Global düzeyde ekonomik krizler yaşanırken uygun fiyatlara kaliteli ve profesyonel anakart üreten bir marka olması sebebiyle başarısını katlaması gayet olası bir durum, ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Ek olarak ASRock’ın günümüzde anakart dışında Intel Arc ve AMD Radeon grafik işlemcili ekran kartları ürettiğini de paylaşmak istiyorum.

Benim Düşüncelerim
Bence ASRock Türkiye pazarında underrated bir marka, henüz üzerindeki algıları yeni yeni yıkıyor gibi. Bunun en temel sebebini bazı teknoloji forumlarına bağlıyorum. Mesela bundan 2-3 yıl önce X forumda “ASRock Anakartlar Nasıldır?” başlıklı konu açsaydık direkt olarak herhangi bir geçerli sebep belirtilmeden Asus, MSI ve Gigabyte gibi markalar önerilirdi. Geçerli olmayan sebep ise adının diğer markalar kadar duyulmamış olması olurdu. Buna en basit örneği kendi tecrübelerimden yola çıkarak aktaracağım. 2,5 yıl önce 120₺ ödeyerek aldığım 120GB James Donkey SSD sürücüm aktif olarak kullanmama rağmen ilk gün ki gibi performanslı çalışıyor, Asus ve MSI markalı iki farklı anakartta kullandım, Windows bu SSD üzerinde çalışıyordu ve bir probleme rastlamadım. M.2’ye geçtiğim için bazı oyunları bu SSD sürücüme yükleyerek değerlendirdim.

Ucuz etin yahnisi bal gibi de oluyormuş, en azından teknolojide öyle. Üreticinin bizim pazarımıza yeni girmiş olması o etten yahni olmayacağını söylemez. Neyse ki bir markanın adını ilk defa duyunca, kafası araştırmaktan ziyade linçlemeye çalışan tayfaya kulak asmayıp 120GB SSD için 250₺-300₺ ödeyeceğime 120₺ ödemişim. O değil de GB başına 1₺ fiyat biçmişler ahahaha. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, teknolojiyle kalın!